Cancan, Ürün Kalitesini ve Müşteri Memnuniyetini 65 Yıldır Koruyor

PEKDO: Cancan Meyve Presleri ne zaman ve nasıl kuruldu?

1958 yılından bu yana Cancan olarak esas işimiz meyve suyunun elde edilmesiyle ilgili ekipmanlar üretmektir.

İlk önce portakal sıkma makinaları ve mutfak ekipmanları tamiri ile Cancan’ın hikayesi başlamıştır. Bu makinaların üretimi ile ve yeni eklenen ürünler ile de devam etmektedir.

1958 yılında Babamın ilk ürettiği, üzerine marka koyduğu makine hala bünyemizde mevcut. Benim için paha biçilemez ve altın değerindeki ilk makinelerimizi şu anda iş yerimizde bu ürünler için oluşturduğumuz özel alanda teşhir ediyoruz, aynı zamanda fuarlarda da özel bir camekan içinde 1958 yapımı portakal sıkacaklarımızı sergiliyoruz, bu, müşteriler tarafından çok büyük bir ilgi çekiyor. 65 yıllık bir deneyimin ve tecrübenin insanlara bu şekilde anlatılması yaptığımız işi daha da özel kılıyor. Bugün Sakarya’daki 6,500 metrekarelik üretim tesisimizde meyve suyu ekipmanları, yıkama ekipmanları ve kesici-doğrayıcı ekipmanlar üretimi ile faaliyet gösteriyoruz. Cancan olarak 5 kıtada 70 i aşkın ülkeye hizmet veriyoruz. Tabi ki burada 65 yıldır koruduğumuz ürün kalitemiz ve müşteri memnuniyetlerimizin de payı büyük. Bir diğer farkımız da Ham maddenin mamule kadar olan tüm sürecini fabrikamız çatısı altında gerçekleştirmemizdir. Türkiye’de portakal sıkma makinesini ilk defa yerli olarak üreten firmayız ve üretimini yaptığımız meyve sıkma makinelerinin kalite ve fiyat olarak Avrupa ile rekabet edebilecek seviyede üretiyoruz.

PEKDO: Ürün gruplarınız ve hitap ettiği sektörler hangileri?

Başlıca hizmet verdiğimiz sektörler; endüstriyel mutfaklar, kafeler, restoranlar, hastaneler, alış veriş merkezleri, marketler, manavlar, cateringler… Kısaca toplu yemek üreten ve sağlıklı içecekler üretmek isteyen tüm noktalar için üretim yapmakta ve işlerinizi kolaylaştırmaktayız. İnsan hayatının önem arz ettiği tüm noktalar için üretim yapmaktayız.  Meyve suyu ekipmanları, yıkama ekipmanları ve kesici-doğrayıcı ekipmanlar üretimi ile 3 ana ürün grubu 139 farklı çeşit ile faaliyet gösteriyoruz. Meyve suyu sıkma makineleri ve bunun yanında hijyen ekipmanları üretiyoruz. Meyveyi dilimlemek ve doğramak adına ihtiyaç duyulan doğrayıcı ekipmanların üretimini de gerçekleştiriyoruz. Dünyayı gezdiğimizde birçok ülkeyle tanıştığımızda onların kültüründe meyvenin kesilerek doğrandığı meyve salatası dediğimiz kültürel öğelerle karşılaştık. Bunların kesilmesi ve doğraması ile ilgili ekipmanlar dikkatimizi çekti. Ürün skalamız gelişmeye başladı. Kendi bıçaklarımızı üretmeye karar verdik. Bizim firmamız tamamen entegre üretim tesisi mantığıyla çalışıyor. Hammaddeden başlayan ve mamul dediğimiz son ürün haline dönüştürene kadar tamamında biz üretim yapıyoruz. Kesici ve doğrayıcı ürünlerimizin çeşitliliğinde gelen taleplerinde artması ile bir artış yaşadık. Kendi bıçaklarımızı da üretiyoruz. Bu konuda çok iddialıyız, kesici ve doğrayıcı ürünlerimizle de aranan bir marka haline dönüşeceğimizden eminiz.

PEKDO: Tesis, teknoloji ve üretim kapasiteniz söz edebilir misiniz?

AR-GE ve ÜR-GE ile başlayan ürün araştırma ve üretime geçiş süreci imalathane, Kalıphane, cnc işleme, plastik enjeksiyon, dökümhane, preshane, boyahane, kaynak ve lazer, montaj, ana depo ve mamul depo da dahil olmak üzere tüm ürünleri tek çatı altında imal ediyoruz. Cncler, tornalar ve frezeler vasıtasıyla metali şekillendirerek üretim yapıyoruz. Firmanın üretim kapasitesi yıllık 200 bin adet civarındadır. Bizi farklı kılan özelliğimiz Ham maddenin mamule kadar olan tüm sürecini fabrikamız çatısı altında gerçekleştirmemizdir.

PEKDO: Ar-ge çalışmalarınız, kaliteniz ve hangi kalite belgelerine sahipsiniz?

CANCAN olarak Araştırma ve geliştirmeye öncelik veriyoruz ve yıllık ciromuzun önemli bir bölümünü Ar-Ge çalışmalarına ayırıyoruz. Ürettiğimiz inovatif ekipmanlar ile dünya markaları ile rekabet etmekteyiz. Sektördeki gelişmeler ve talepler doğrultusunda endüstriyel mutfak ürünleri ve gıda makineleri üretiminin yanında Türkiye’de üretilmeyen veya üretimi az olan özel makineleri de imal ediyoruz. Yeni ürünler konusunda Ar-Ge çalışmaları yaparken, kalite alt yapısını da güçlendirmektedir. Markamızın tescilini 2001 yılında aldık ve Türkiye’nin en eski tescilli firmalarından bir tanesiyiz. Firmamız ürettiği tüm ürünleri üretim aşamasında CE ye uygun olduğunu gösteren test cihazları ile denerken ayrıca akredite kuruluşlardan da gerekli belgeleri temin etmektedir. Yurtiçi ve yurtdışı marka tescillerimizin yanında ürünlerimize ait patentlerimiz, akredite kuruluşlardan alınmış CE Sertifikalarımız, Uluslararası geçerliliği olan NCF sertifikalarımız, ISO9001-14001 belgelerimiz bulunurken, ürünlerin kalitesini ve ihracatını arttıracak ihtiyacımız olan belgelerin alım süreçleri üzerinde de çalışmalarımız devam etmektedir.

PEKDO: Geleceğe dönük hedeflediğiniz projeleriniz nelerdir?

Dünya markası olma yolundaki hedefimize emin adımlarla ilerlemeye devam ediyoruz. Dünya arenasında yenilikçi ürünlerimizle boy gösteriyor ve ülkemizi en iyi şekilde temsil etmeye çalışıyoruz. Bu doğrultuda Araştırma ve geliştirmeye öncelik veriyor ve yıllık ciromuzun önemli bir bölümünü Ar-Ge çalışmalarına ayırıyoruz. Ürettiğimiz inovatif ekipmanlar sayesinde dünya markaları ile rekabet ediyoruz. Katılabildiğimiz kadar çok fuarlara katılmaya çalışıyoruz. Ürünlerimizi üretirken de, katıldığımız fuarlarda ürünlerimizi sergilerken de, her zaman gelişim gösteriyoruz ve performansımızı artırıyoruz. Her şeyin başında kesinlikle kendine güvenmek geliyor. Ürettiğimiz malın iyi olmasına hassasiyet göstermemiz gerekli, kaliteli ürün üretmeliyiz ve kaliteli ürün satmak için de satış organizasyonlarının tamamında bulunmamız, yüksek performans elde edecek atılımlar göstermeliyiz. Bunları yaparken de fuarlar bize çok yardımcı oluyor.  Siparişleri alıp malımızın milli bir duyguyla yurtdışında yer alması şirketin maddi anlamda kazanım elde etmesi ve aynı zamanda manevi anlamda da değerler kazanması bizi işimizde daha da motive etti. Türk malı üreten bir marka olmanın gururunu taşıyoruz.

PEKDO: İhracat yaptığınız ülkeler nereleri?

Yılın ilk 6 ayında ihracatımızı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 45 arttırdık. Yani ilk 6 ayda neredeyse geçtiğimiz yılın ihracat rakamını yakalamış durumdayız. Bu rakamsal artış sadece hammadde fiyatlarındaki artışa bağlı değildir, miktarsal oranda da artış göstermiştir. Amerika, Meksika, Arjantin, Kanada, İtalya, Fransa, Rusya, Bulgaristan, S.Arabistan, Ürdün, İsrail, Malezya, Hindistan, Fas, Mısır, Çin, Fransa, Almanya, Belçika gibi bir çok ülkeye direk ihracat gerçekleştiriyoruz. Cancan olarak 5 kıtada 70 i aşkın ülkeye hizmet veriyoruz. Tabi ki burada 65 yıldır koruduğumuz ürün kalitemiz ve müşteri memnuniyetlerimizin de payı büyük. Bir diğer farkımız da Ham maddenin mamule kadar olan tüm sürecini fabrikamız çatısı altında gerçekleştirmemizdir. Ancak son yıllarda sektörün farklı alanlarda da ihtiyaçları olduğunu tespit ederek, bu ihtiyaçları karşılayacak ürünler geliştiriyoruz

PEKDO: Ürettiğiniz ürünlerin pazarlama aşamasından bahseder misiniz?

Müşteriye dokunmayı seviyoruz. Türkiye dışında, İspanya, Belçika ve Belarus olmak üzere 3 ülkede sahada temsilcilerimiz mevcut. Müşterilerimizle ve direk kullanıcılarla iç içe olmak ve onlardan gelen talepler doğrultusunda ürünlerimizi geliştirmek bizleri bu günlere getirmiş kalitemiz konusunda daha da ilerlememizi sağlamıştır. Fuarlar da müşteriye dokunabilmemizi sağlamaktadır. O nedenle yurtiçi ve yurtdışı firmamız ve sektörümüzle ilgili olan birçok fuara katılmaya çalışıyoruz.

Hedefimiz 5 kıtada 5 ofis oluşturmaktır.

Planlamadan, üretime, operasyonel destekten, tedarik çözümlerine, kontrollerden, uluslararası standartlarda paketleme ve sevkiyata kadar geniş bir ürün yelpazesi ile uçtan uca hizmet vererek ürünlerimizi son noktaya ulaştırmaktayız. Sadece satış öncesi değil satış sonrası memnuniyet de firmamızın öncelikleri arasındadır.

PEKDO: Hammadde sıkıntısı yaşıyor musunuz?

Ülkemizin ve dünyanın ana gündem maddesi birçok üründe yaşanan fiyat artışları ve bunun altında yatan nedenler oldu. Hammadde sıkıntısı ve navlun fiyatlarındaki artış pandemiyle beraber gün yüzüne çıktı. Gıdadan sanayi hammaddelerine kadar neredeyse tüm ürünlerde %100 artışlar oldu. Hammaddeler yurt dışından geliyor. Artık dışarıya bağımlılığı azaltacak politikaları ciddi anlamda düşünmemiz ve bir çıkış planı bulmamız gerekiyor. Devletimizin de hammadde üretimi konusunda çalışma yapmasının önemli olduğunu düşünüyoruz. Endüstriyel mutfak sektöründe yerli üreticiler olmasına rağmen kullanıcıların yabancı firmalara yönelimi bulunmakta. Sektörün gelişmesi için Türk yatırımcısı ve kamu kurumlarının yerli üreticiye daha fazla güvenmesi gerekmektedir. Yerli üreticiyi desteklemeli ve yerli ürün alma konusunda Türk yatırımcısı daha hassas ve özenli davranmalıdırlar. Milli bir meseledir ve ülkemizin geleceği için de çok önemlidir. Pandemi ile yön değiştiren ticarette dünyaya en hızlı şekilde, en kaliteli ve uygun fiyatlı ürün verebilecek tek ülke artık biziz. Tüm dünya artık Türk markalarını kullanıyor.

PEKDO: Sektörünüzle ilgili söylemek istedikleriniz ve yaşadığınız sıkıntılar nelerdir?

Sektörün şu anda en önemli gündem maddesi finans konusu olsa gerek. Firmalarımızın Ar-Ge’ye daha fazla kaynak aktarması için devlet desteklerinin arttırılması gerekmektedir. Maliyetlerin rekabet ortamı yaratacak seviyeye çekilebilmesi amacıyla özellikle Türkiye’ de pahalı olan enerji ve ham madde girdilerinde yapılacak indirimler doğrudan fiyatlara yansıyacağından bu konuda acil önlem alınması gereklidir. Cihaz üretiminde kullanılan yan sanayi malları, yedek parçalar da maliyeti artıcı etkisi olan önemli bir unsurlardır. Ürünler ucuzlarsa bunun etkisi piyasaya yansıyacak böylece paslanmaz ürün kullanımı artacaktır. Daha fazla orta ve küçük gıda işletmelerinde tespit edilen ve hijyen şartlarına pek de uymayan paslanmaz dışındaki malzemelerin sistem dışına çıkartılması da böylece mümkün olabilir. Endüstriyel mutfak sektöründe ham madde olan paslanmaz çelik ürün maliyetini ve satış bedelini belirleyici faktörlerden en büyüğü olarak ortaya çıkmaktadır. İthalata dayalı bir malzeme olması ve döviz kurunun belirsizliği özellikle kriz dönemlerinde üreticileri hesap yapmakta zorlayıcı bir faktör olarak sıkıntı yaratmaktadır. Maliyetlerin farklı olarak ve belirsizlik ortamının hakim olduğu durumlarda maliyet ve kar hesaplarının doğru olarak yapılamaması sektörü zayıflatıcı bir etki ortaya çıkartmaktadır.